Rehberlik


OKULA UYUM SÜRECİ

Okulöncesi dönem çocuğun sosyal, fiziksel, duygusal ve zihinsel becerileri kazandığı, bireyselleştiği, kişiliğin temel yapı taşlarının atıldığı bir dönemdir. Bu nedenle çocuğun hayatında kalıcı etkileri olan okulöncesi eğitimin önemi büyüktür.

Okula başlamak kimi çocuklar için heyecan vericiyken, kimi çocuklar için sancılı bir süreç olabilmektedir. Çocuk, ilk güven duyduğu kişi olan annesinden veya bakım veren diğer kişilerden ayrılmakta zorlanabilir, okula ve öğretmenine alışmak için zamana ihtiyaç duyabilir. Okula uyum döneminde yaşanabilecek sorunların doğal ve geçici olduğu unutulmamalı ve bu süreçte çocuğa karşı anlayışlı ve destekleyici olunması gereklidir.

Anne babanın sabırlı, sakin, kararlı, iş birliğine yatkın ve ortak tutuma sahip olması bu süreci kolaylaştıran etkenlerdendir.

Çocuğun okula uyum sürecini sağlıklı bir şekilde geçirebilmesi için:

  • Okula başlamadan önce yapılacak hazırlıklar çocuğun okula uyumunda çok büyük önem taşımaktadır. Çocuk öncesinde duygusal olarak hazırlanmalıdır. Mutlaka evde okulla ilgili olumlu konuşmalar yapılmalı, okul kavramı çocuğa verilmelidir.
  • Çocuğun düzenli olarak okula getirilmemesi veya çeşitli sebeplerle okuldan uzak kalması gibi nedenler okula alışma sürecini zorlaştırıcı etkiye sahiptir. Ailenin tüm bireyleri çocuğun okula düzenli gitmesi konusunda kararlı olmalıdır.
  • Okulla ilgili kendisini kaygılandıran sebebin ne olduğu anlamak için çocuk yargılanmadan, tarafsızca dinlenmelidir.
  • Okulda geçireceği keyifli süreden bahsedilerek çocuğun okula gitmesi özendirilmelidir (Örneğin: Kişisel ilgisine hitap eden şeylerden bahsetme). Bunun yanı sıra anne-baba kendi okul anılarını da anlatabilir.
  • Okula gitmekte kaygı yaşayan çocuk kimseyle kıyaslanmamalı, duygusu geçersizleştirilmemelidir.

—  Sen artık abla oldun, ablalar ağlamaz.

—  Herkes gidiyor sen niye korkuyorsun?

—  Böyle davranırsan öğretmenin/ arkadaşların seni sevmez gibi söylemlerden kaçınılmalıdır.

  • Okula alışma döneminde çocuğun düzeni ile ilgili diğer ritüelleri değiştirilmemelidir. Bu dönemde çocuğun hayatında herhangi bir farklılık (bakıcı değişikliği, taşınma, tuvalet eğitimi vb. ) yaratmamaya dikkat etmek gerekir. Unutulmamalıdır ki; çocuk için okula başlamak zaten başlı başına büyük bir değişikliktir.
  • Okula uyum sürecinde en sevdiği oyuncağını okula götürmesine izin vererek çocuğun kaygısını bir ölçüde azaltmasına yardımcı olunmalıdır.
  • Çocuğun evden ayrılırken stressiz, mutlu ayrılmasına, ev içinde koşturma olmamasına özen gösterilmelidir.
  • Okul alışverişine çocukla birlikte çıkılmalı ve ihtiyacı olan malzemeleri alırken onun da dahil olması sağlanmalıdır.
  • Çocuk okul hakkında mutlaka bilgilendirilmelidir (Eve nasıl döneceği, servis kullanıp kullanmayacağı, eve geldiğinde kimin karşılayacağı vb.).
  • Eve döndüğünde gününün nasıl geçtiğini sorulmalı ancak ısrarcı olunmamalı ve paylaşmak istediği zaman anlatmasına izin verilmelidir. Okulla ilgili kaygı uyandıracak sorular sormaktan kaçınılmalıdır. “Ağlamadın değil mi?”, “Bir problem oldu mu?  gibi sorular tetikleyici olabilmektedir. Sorgulayıcı değil motive edici olunmalıdır.
  • Çocuk servis kullanıyorsa vedalaşırken rahat ve net olunmalı anne-babanın kaygısının çocuğa geçtiği unutulmamalıdır. Anne-babanın bakışındaki tedirginliği, üzüntüyü bile hemen hissedecektir. Ayrılırken, ”Eminim ki çok güzel bir gün geçireceksin.” diyerek yüreklendirilmelidir.
  • Servis kullanmıyorsa ve ebeveynlerinden biri bırakıyorsa (mümkünse ayrılmakta daha az zorlandığı ebeveyn tarafından okula getirilmeli) çocukla vedalaşma süresi uzatılmamalıdır. Çocuğa söylenecekler kısa ve net olmalıdır.
  • “Ağlarsan veya karnın ağrırsa seni alırım” demekten kaçınılmalıdır. Onun yerine “Eğer kendini kötü hissedersen karnın ağrırsa, miden bulanırsa öğretmenine söyleyebilirsin, öğretmenin gerekli görürse beni arar ve seni almamı ister” denilebilir.
  • Sabah veya gece uyumadan önce okula gitmemek için anne- babayı ikna etmeye çalıştığında herkesin sorumlulukları olduğu (anne baba da kendi yaşamlarından örnek vererek) anlatılmalıdır.
  • Çocuğun okulu reddetmesi durumunda, büyükanne/büyükbaba gibi aileden birinin çocuktan yana tutum göstermesi, ona güç verir ve tepkisini büyütür. Okula gidiş tüm aile bireyleri tarafından desteklenmeli ve aile bireyleri uyum içinde olmalıdır.

                Şüphesiz ki uyum sürecinde en önemli şey ebeveyn tutumudur. Anne-baba güven duyarsa, çocuk da güven duyacaktır. Anne-baba hazır olursa çocuk da hazır olacaktır.

Her çocuğun uyum sürecinin birbirinden farklı olduğu unutulmamalı ve çocuğa göre yaklaşım belirlenmelidir. Ebeveyn-öğretmen işbirliği ile çocuk kısa süre içinde okula uyum sağlayacaktır.

 ORYANTASYON SÜRECİ

Özel Pembe Kule Anaokulu’ nda anaokuluna ilk kez başlayacak olan çocuğun okula
alışma döneminde, hatta bütün eğitim-öğretim hayatını etkileyecek, okula sağlıklı bir şekilde
uyum sağlaması için geliştirilmiş Berlin modeli uygulanıyor. Bu sürecin takibi ise rehber
öğretmen ve eğitim koordinatörü tarafından bireysel olarak yapılıyor. Erken çocukluk
dönemi o kadar kıymetli ki… Çocukların ilkokuldan önce en az üç sene bağımsız bir
anaokuluna gitmeleri uzmanlar tarafından özellikle öneriliyor. İlk dönem yarım gün program
ile başlayıp çocuğun gelişimine göre bu süre artırılabiliyor.

İLKOKULA GEÇİŞTE KİŞİYE ÖZEL UYGULAMALAR

İlkokula geçiş sürecinde özgüvenli, kendi işini bağımsız bir şekilde kendi halledebilen,
sorumluluk bilinci gelişmiş, duyarlı çocuklar yetişiyor. İlkokula hazırlık grubunda çocuklar,
Montessori mateyalleri ile çalışarak ilkokulların akademik beklentilerine cevap verecek
şekilde donanımlı oluyorlar. Okulun deneyimli eğitimcilerinin bu noktada velilerden önemli
bir isteği var: “Lütfen velilerimiz daha çocukları anaokulundayken onların gidecekleri yüksek
öğrenimi belirlemeye çalışmasınlar”. Bu özel ricadan da anlaşılacağı gibi Özel Pembe Kule
Anaokulu’nda, her çocuğun kendi hikayesinin olduğu UNUTULMUYOR.